29 Ağustos 2007 Çarşamba

Cheesecake, Yazılar ve Başlangıç...

Merhaba,
Çalışan ya da çalışmayan, çocuklu ya da çocuksuz bir kadının gün içinde en sık aralıklarla kendi kendine sorduğu şey nedir?

"Bu akşama ne pişirsem? Evdeki malzemelerle kısa sürede ne pişirebilirim?"
Yemek yeme ve yapma konusunda siz de bizim gibi meraklıysanız ve elinizin altında internetle bağlantısı olan bir bilgisayarınız varsa ve işyerinizde veya evinizde göz atmalara ayırabilecek kaçamak zamanlar yaratabiliyorsanız eminim ki siz de binlerce yemek tarifi olan sayfaları, blogları ziyaret ediyorsunuzdur.

Bizim hikayemiz de böyle başladı. Yeni anne, hevesli mutfak meraklısı olan ben (Nilgün) ve kocası gıda mühendisi olup da ondan çok daha fazla meraklı ve bilgili (kocası öyle diyor gerçekten!) Müge, sitelerde gezmekten sıkılıp "kendi blogumuzu yapalım, içine de şu evde tepeleme duran yemek kitaplarındaki tarifleri deneyerek koyalım....
Hem pişirelim, hem yazalım, hem de yemek yapmaya meraklı bizim gibileri, bir sürü para verip, birebir tarifi uygulasan da bi türlü sayfalarındaki muhteşem görüntüyü vermeyen cebe zararlı kocaaa yemek kitaplarından uzak tutalım istedik... Umarız iyi etmişizdir.....
Benim bu bloga dahil olmamdaki bir diğer etken de sevgili arkadaşım Didem ve Didemin geçen hafta İstanbul'a gittiğimizde yaptığı ve benim dün gece denediğim "New York Style Cheesecake"dir...
Cheesecake sevenler ve yiyenler bilir... Öyle her adı cheesecake olan şey cheesecake değildir.
Hele de Amerika'ya gitmişseniz ve The Cheesecake Factory'nin limonlu ya da orjinal cheesecake'ini yemişseniz daha bi seçici olursunuz.....
Ben uzun zamandır böyle güzelini nice iyi restaurantta bile yememiştim....
Tabi kocam da .....
Olan oldu ve biz bu cheesecake'i dönene kadar hergün bir dilim olmak üzere yedik ve bitirdik. Ama cheesecake bağımlısı kocamın gözü doymadı ve tarifini aldı....
Ben de pişirdim....
Sanırım becerdim...




CHESEECAKE SEVENLERE İFTİHARLA SUNARIM......
İŞTE KARŞINIZDA NEWYORK STYLE ORIGINAL CHEESECAKE !

Kaynak: Hürriyet Gazetesi 12 Ağustos 2007 tarihli Pazar eki Arman Kırım

Hazırlama Süresi: 6 saat
Fırın Isısı: Dolgu ilk 9 dk. 250º - sonra 40dk. 95º
Zorluk: Orta
Pişme Süresi: 66 dakika
Malzeme Tedariği: Kolay
Genel Puan:


Malzemeler:


Taban:
1 Su bardağı ufalanmış kepekli bisküvi (Kepekli bisküvi arayıpda bulamayanlara Eti Burçak. Ben onu kullandım)
1 Çorba kaşığı şeker

2 Çorba kaşığı tereyağ

1 Tatlı kaşığı yenibahar (tarifte yok ben ekledim. Fırında pişince nefis kokuyor...)
Dolgu:
Püff Nokta: Tüm malzemeler oda sıcaklığında olmalı !

900gr krem peynir
DİKKAT: Ey cheesecake sevdalısı! Aman diyeyim peynir herhangi bir krem peynir olmayacak. 1. denemede başka bir marka kullanmıştım. Lezzet olarak tam yakalayamadım, kıvam olarak hiç olmadı o yüzden mutlaka Pınar Krem Peynir. (Diğerlerine göre çok daha koyu)

1 + 1/4 su bardağı toz şeker
1 limon kabuğu rendesi
1 çay kaşığı vanilya
4 yumurta

2 çorba kaşığı un

1/2 su bardağı taze krema (marketlerde satılan hazır krema)

Yapılışı:

1. Bisküvi krıntıları, erimiş tereyağ, şeker ve yenibahar bir kapta karıştırılır.


2. 23cm (ben 26cmlik kullandım ama ideali 23cm)'lik mandallı kek kalıbının tabanına elinizle ya da bir bardağın tabanı yardımı ile sıkıca bastırarak yayılır


3. 175 derecede ısıtılmış fırının üst katına itina ile yerleştirilir

4. 9dk pişirilir ve dışarı alınır

5. Fırın 250 dereceye getirilir


6. Büyük bir kapta krem peynir ve şeker orta hızda çırpılır


Püff Noktası:Orta hızda olması çok önemli, çok karıştırmamak önemli (çok fazla karıştırırsanız pişerken çatlayabilir). Krema kıvamına geldiğinde çırpmayı bırakın.


7. Limon rendesi eklenir çırpılır


8. Vanilya eklenir çırpılır


9. 4 yumurta tek tek eklenir ve herseferinde tek tek çırpılır


Püff Noktası: Tüm malzemeler tek tek eklenecek çok fazla önemli....


10. Un eklenir çırpılır


11. En son krema eklenir ve kek kalıbına boşaltılır.


Şimdi en önemli noktaya geldik: Önceden 250 derecede ısıtmış olduğumuz fırının orta rafına cheesecakemizi yerleştiriyoruz ve 11dk pişiriyoruz.

11dkdan sonra 250 dereceyi 90 dereceye getiriyoruz.


Yaklaşık 40dk (her fırında değişiyor benim fırınımda 50dk pişti önemli olan bıçakla baktığınızda ortasının pişmiş olması) pişirlir.


Fırından çıkartılır, kalıbın iç çevresi bıçakla geçilir ve cereyan almayan(önemli) bir yerde 3 saat dinlenmeye bırakılır.


3 saatin sonunda üzeri plastik bir kapakla örtülür ve buzdolabında en az 3 saat tercihen 1 gece bekletilir.


İşte bitti afiyetle yiyebilirim..... diyorsanız yanılıyorsunuz....


Daha bitmediiiii...


Ben sade yemeyi tercih edenlerdenim ama isterseniz üzerine böğürtlen ya da dilimlenmiş şeftali de koyabilirsiniz yanına da şöyle nefis bir kahve...

Başarılı olup olmadığınız anlamak içinse etrafınızdaki herkese tatırın. İlk denememde sevgili kocam "Birşeyler eksik sanki bunda Nilgün yaa" dedi. Sonra vazgeçti "Aşkım birşeyler fazla sanki bunda" dedi.Sonra da "Ya tam olmamış be aşkım ağzım kımış kımış olmuyor" dedi.


İşte benim bittiğim an buydu. Yapılan , yenilen alınan bir yemeğin, tatlının, tuzlunun ağızda "kımış kımış" olması bizde önemlidir.


Ne demektir ve hangi durumlarda kımış kımış olunur? Örneğin kaşıkla Nutella yendiğinde, lezzetli bir krem şokola sofraya geldiğinde ya da lezzetli bir kebapta ya da güzel yapılmış bir kısırda Kocamın kriteri olan kımış kımış kıvamını tutturabilirsem tamamdır.Yenilen şey leziz olmuştur..


Peki sizin ve veya etrafınızdakilerin beğenme kriterleri nelerdir?




Sevgiyle kalın...